Bariatrik Cerrahi kilo verme cerrahisi ve metabolik cerrahi olarak da bilinir. Bu terimler, bu operasyonların hastaların kilosu ve metabolizmalarının sağlığı üzerindeki etkisini yansıtmak için kullanılmaktadır. Obeziteyi tedavi etme yeteneklerine ek olarak, bu ameliyatlar diğer birçok hastalığın yanı sıra diyabet, yüksek tansiyon, uyku apnesi ve yüksek kolesterol tedavisinde de çok etkilidir. Bu operasyonlar aynı zamanda ileride oluşabilecek sağlık problemlerini de önleme özelliğine sahiptir. Bariatrik cerrahi obezite hastalarının daha iyi bir yaşam kalitesine ve daha uzun bir ömre sahip olmalarını sağlar.

Günümüzün metabolik ve bariatrik operasyonları, sürekli olarak daha fazla geliştirildi ve iyileştirildi bu nedenle son yıllarda modern tıpta en iyi sonuç alınan tedaviler arasında bariatrik cerrahi ilk sıralarda yer alıyor.

Bu operasyonların amacı, obezite ve ilgili hastalıkları tedavi etmek için mide ve bağırsakları modifiye etmektir. Ameliyatlar mideyi küçülterek ve ayrıca bağırsağın bir kısmına müdahele ile yapılmaktadır. Bu, daha az gıda alımına neden olur ve vücudun gıdaları enerji için emme şeklini değiştirir, bu da açlığın azalmasına ve tokluğun artmasına neden olur. Bu prosedürler vücudun sağlıklı bir kiloya ulaşma yeteneğini geliştirir.

Minimal invaziv cerrahi teknikleri olan laparoskopik ve robotik cerrahi kullanılarak bariatrik cerrahi ameliyatları küçük kesilerle yapılırlar. Bu gelişmeler, hastaların daha az ağrı, daha az komplikasyon, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha hızlı iyileşme ile daha iyi bir genel deneyime sahip olmalarını sağlar. Safra kesesi alınması, histerektomi ve kalça protezi gibi yaygın operasyonlardan daha düşük komplikasyon oranları ile bu operasyonlar son derece güvenlidir.

Bariatrik Cerrahi Ameliyatları için uygun adaylar kimlerdir?

Vücut kitle indeksi 35'in üzerinde olan ve uzman gözetiminde medikal diyet, egzersiz ve medikal tedavi gibi diğer yöntemlerle kilo veremeyen hastalara obezite cerrahisi önerilir. Ayrıca vücut kitle indeksi 30'un üzerinde olan, hipertansiyon, diyabet, uyku apnesi gibi yaşam kalitesini ve yaşam beklentisini etkileyen sorunları olan hastalara önerilir. En iyi cerrahi teknik, doktorlar tarafından çeşitli tetkikler ve testler ışığında belirlenir.

Üreme çağında olan ve kısa süre içinde çocuk sahibi olmayı planlayan kadınların bu konuyu doktorları ile görüşmeleri gerekmektedir. Çünkü obezite cerrahisi sonrası 24 ay gebelikten kaçınılması önerilir.

Bariatrik cerrahi türleri

Her bariatrik cerrahi türünün artıları ve eksileri vardır. Bariatrik ameliyatlar, midenin tutabileceği yiyecek miktarını kısıtlayarak, vücudun besinleri emme yeteneğini azaltarak veya ikisinin birlikte kombinasyonuyla farklı şekillerde çalışır. Bariatrik cerrahinin en yaygın türleri arasında gastrik bypass, sleeve gastrektomi, ayarlanabilir mide bandı ve duodenal switch bulunur.

1. Gastrik Bypass

Gastrik bypass ameliyatı, en yaygın bariatrik cerrahi türlerinden biridir. Basitçe söylemek gerekirse, prosedürün iki kısmı vardır. İlk olarak, midenin üst kısmında midenin geri kalanından ayıran küçük bir kese oluşturulur. Daha sonra ince bağırsağın ilk kısmı bölünür ve ince bağırsağın alt ucu midede yeni oluşturulan küçük keseye bağlanır. Son olarak, bölünmüş ince bağırsağın üst kısmı, besin akışını değiştiren ve bağırsak hormonlarında değişiklikler üreten ince bağırsağın alt kısmına bağlanır. Bu prosedür hem midenin tutabileceği yiyecek miktarını sınırlar, hem de kalori ve besinlerin emilimini kısıtlar.
Bu prosedür en yaygın gastrik bypass yöntemidir. Bir oturuşta yiyebileceğiniz yiyecek miktarını azaltarak ve besinlerin emilimini azaltarak çalışır. Bu nedenle, hastalar daha az miktarda yiyecekle doygunluk hisseder ve sindirilen besinlerin bir kısmı emilir.

2.Tüp mide ameliyatı

Midenin yaklaşık %80'inin çıkarılmasını içerir. Geriye tüp şeklinde bir kese veya bir kılıf kalır. Artık mide küçüldüğü için fazla yiyecek tutamaz hale gelir. Ayrıca iştahı düzenleyen ghrelin hormonunun üretimini de azaltır. 

Gastrektomi ameliyatı olarak da adlandırılan bu ameliyat, hastaların minimum gıda alımı ile kendilerini tok hissetmelerini sağlamak için mide hacmini (yaklaşık 60-100 cc) küçültmeyi amaçlar. Midenin belirli bir kısmı cerrahi olarak çıkarılır ve geride tüp şeklinde bir mide bırakılır. Ayrıca midenin açlık hormonu salgılayan kısmı da çıkarılır. Bu işlem yalnızca gıda alımı hacmini sınırlar. Besinler normal şekilde emildiği için hastaların vitamin veya mineral takviyesine ihtiyacı yoktur.

3. Mide bandı

Ayarlanabilir mide bandı, midenin üst kısmına şişirilebilir bir bant yerleştirilmesini içerir, bu da  daha küçük bir kese oluşturur. Daha az gıda depolanabilir ve hastalar daha hızlı doygunluğa ulaşır. Bant, tekrarlanan ayarlamalarla zamanla küçülür.

4. İntragastrik Balon

Bu yöntemde mide lümenine boş bir balonun yerleştirilmesi için mide ağız boşluğuna endoskopi yapılarak mideye doğru bu balon ilerletilir. Daha sonra midenin bir kısmını kaplayan ve tokluk hissine neden olan balon şişirilir. İntragastrik Balon diğer üç yöntemin aksine non-invaziv bir yöntem olarak tanımlanmaktadır. Ancak balon belli bir süre (6 ay) sonra çıkarıldığı için diğer yöntemlerden de kalıcı çözüm sağlanamaması ile ayrılmaktadır

5. Duodenal anahtar

Duodenal Anahtarlı Biliopankreatik Diversiyon (BPD/DS)  iki kısımdan oluşur. İlk önce midenin bir kısmı tüp şeklinde bir kese oluşturacak şekilde oluşturulur. (sleeve gastrektomiye benzer). İkincisi, ince bağırsağın büyük bir kısmı atlanır. Bunun amacı, midenin tutabileceği yiyecek miktarını kısıtlamak ve daha hızlı tokluk sağlamaktır. Ayrıca besinlerin emilimini azaltır. Oldukça etkili bir ameliyattır, ancak vitamin eksiklikleri veya yetersiz beslenme gibi daha büyük riskler de içerir.

Bariatrik cerrahi sonrası nasıl bir deneyim sizi bekliyor?

Kilo verme ameliyatından sonra, midenizin ve sindirim sisteminizin iyileşmesi için genellikle bir ila iki gün yemek yemenize izin verilmez. Ardından, birkaç hafta boyunca belirli bir diyet izlemeniz gereklidir. Diyet sadece sıvılarla başlar, daha sonra püre haline getirilmiş, çok yumuşak yiyeceklere ve sonunda normal yiyeceklere geçer. Ne kadar ve ne yiyip içebileceğiniz konusunda birçok kısıtlamanız veya sınırınız olacaktır.

Ayrıca kilo verme ameliyatından sonraki ilk birkaç ayda sağlığınızı izlemek için sık sık tıbbi kontrolleriniz olacak. Laboratuvar testleri, kan çalışmaları ve çeşitli muayenelere ihtiyacınız olabilir.

Bariatrik cerrahi ile ne kadar kilo verilir?

Hastalar fazla kilolarının yüzde 30 ila 50'sini ilk altı ayda, yüzde 77'sini ameliyattan 12 ay sonra verebilirler. Başka bir çalışma, hastaların ameliyattan 10 ila 14 yıl sonra yüzde 50 ila 60 oranında fazla kilo kaybını koruyabildiğini gösterdi.

Bariatrik cerrahi ne kadar ağrılıdır?

İster gastrik bypass, ister tüp mide veya Lap Band ameliyatı olun, ağrı olacaktır. Mide baypas ameliyatının ağrı skalasında 10 üzerinden 8 verdiğini söyleyebiliriz. Tüp mide ameliyatı ağrı skalasında 10 üzerinden 7 ve Lap Band ameliyatı 10 üzerinden 5'tir.

Bariatrik cerrahi iyileşme ne kadar sürer?

Çoğu gastrik bypass ameliyatı laparoskopiktir, yani cerrah küçük kesikler yapar. Bu daha kısa iyileşme süresi sağlar. Çoğu insan 2 ila 3 gün hastanede kalır ve 3 ila 5 hafta içinde normal faaliyetlerine geri döner.

Bariatrik Cerrahi Riskleri Nelerdir?

Her ameliyatın riskleri ve komplikasyonları vardır. Komplikasyonları iki kategoriye ayırıyoruz: majör ve minör. Majör komplikasyonlar çok sıra dışıdır (yaklaşık %1). Minör komplikasyonlar ise hafif bulantı ve ağrıdır ve ilaçla tedavi edilir.

Türkiye’de Bariatrik Cerrahi Ne Kadar Güvenli?

Türkiye, obezite tedavisi ve ameliyatları alanında dünyada lider bir oyuncudur. Türkiye obezite tedavisi ve ameliyatları avantajından dolayı çok çeşitli tıbbi prosedürler için dünyada tercih edilen bir ülke olarak her geçen gün giderek daha fazla öne çıkıyor.

Türkiye’de obezite tedavisi ve ameliyatlarının avantajlarından kısaca bahsedelim:
•    Hizmet kalitesinden ödün vermeden daha ekonomik tedavi
•    Elektif ameliyatlar veya prosedürler için uzun bir süre beklemenize gerek yok
•    Türkiye’nin uygun fiyatlı bir sağlık sistemine sahip olması
•    ABD tarafından akredite edilmiş en fazla hastane sayısına sahiptir.
•    En son teknolojileri kullanan uluslararası akredite tıbbi tesislere sahip olması
•    Avrupa ve Amerika'da eğitim almış çoğu doktor, Türkiye'de pratik yapmayı ve ihtisasını seçmeyi tercih ediyor.
•    Yüksek nitelikli Doktorlar/Cerrahlar ve hastane destek personelinin olması
•    Ülkenizdeki özel sağlık hizmetlerine kıyasla önemli maliyet tasarrufu
•    Akıcı İngilizce konuşan personel
•    Özel oda, tercüman, özel şef, konaklamanız süresince özel personel ve diğer birçok kişiye özel hizmet seçeneklerinin olması
•    Bir tatil veya iş gezisi ile medikal tedavinizi kolayca birleştirebileceğiniz bir konumda olması
•    Türkiye'deki tıbbi tedavi maliyetleri, Kuzey Amerika ve İngiltere'deki benzer prosedürlere kıyasla en az %60-80 daha düşüktür.

Türkiye'de Tedavi Maliyetleri

Türkiye’de tedavi maliyetleri kanser tedavisi, kalp cerrahisi, ortopedik cerrahi, tüp bebek tedavisi, estetik diş tedavisi, estetik tedavileri gibi tüm medikal tedavi alanlarında maliyeti %40 ila %50 arasında diğer ülkelerden daha düşüktür.

Türkiye'deki doktorlar son derece kalifiyedir ve özel hastaneler en yüksek kalitede ve JCI tarafından akredite edilmiştir. Türkiye, yüksek kalitesi nedeniyle medikal turizm için popüler bir destinasyondur.

Türkiye'ye Vize Gerekiyor mu?

Birçok ülke için seyahat başına 90 gün süreyle kolaylıkla vize alabilirsiniz. Ancak, ABD, İngiltere, Avustralya, Çin ve İspanya pasaportu sahipleri için gelmeden e-vizelerin bir ücret karşılığında önceden alınması gerekmektedir. Fransa, Almanya, Rusya ve Singapur pasaportu sahipleri vizesiz giriş yapabilirler. Türkiye’ye 70'den fazla ülke vatandaşı vizesiz giriş hakkına sahiptir.

Türkiye’ye Ulaşım

Türk Hava Yolları, 100'den fazla ülke ve 200 uluslararası destinasyona uçan, dünyanın en büyük havayollarından biridir. Türk Hava Yolları'nın yaygın uçuş ağı, dünyanın her yerinden hastalara çok kolay ve ekonomik ulaşım imkanı sağlamaktadır.
Türkiye'nin özel hastaneleri, bugün dünyanın en gelişmiş tıbbi tedavilerini ve teknolojisini sunmaktadır. Türkiye, teknolojik olarak gelişmiş tıbbi altyapısının yanı sıra, birçok avantajıyla lider bir sağlık turizmi destinasyonudur.